Yetkili Sendika Maddesi
Sendikal mücadelenin bağrına saplanmış bıçak; "Yetkili Sendika" Maddesi.
4688 Sayılı Toplu sözleşme ve Sendika Kanunu'na göre bir Sendikanın Yetkili Sendika olarak TİS masasında oturması veya kurumlarda Yetkili Sendika sıfatıyla idarenin muhatabı olması üye sayısına bağlıdır. Yani İş kollarının tamamında en fazla üyeye sahip olan konfederasyon Yetkili Sendika olarak TİS masasında oturması veya kurumda Yetkili sendika olarak çalışanları temsil etmesi için de diğer sendikalardan fazla üyeye sahip olması şartı aranır.
Ancak bu uygulama İLO Sözleşmelerine aykırıdır. Uygun olanı işçileri kapsayan 6356 Sayılı Toplu Sözleşme ve sendikalar kanunun da yazıldığı gibidir.
Konfederayonun Yetkili Sendika olarak kamu çalışanlarının tamamını TİS de temsil etmesi için Toplu Sözleşmeye haiz olan işçilerin tamamının %50'sinin bir fazlasının kendi üyesi olma şartı vardır.
Yani 4688 de olduğu gibi salt üye sayısına bağlı değildir, toplam çalışanın %50+1 oranında çoğunluğa sahip olması gerekir.
Bu orana sahip olan Konfederasyon veya sendika Yetkili Sendika olarak Toplu İş sözleşme masasında ve kurumlarda Yetkili Sendika olarak masada oturur.
Yani bu tanıma göre bu güne kadar TİS masasında kamu çalışanlarını temsil için oturan konfederasyonların hiç birinin İLO ya göre Yetkili Sendika olarak kabul edilmemesi gerekir.
Birleşik Kamu İş olarak bu konuyu 2013 yılında yargıya götürdük, hala yargı bu konuda karar veremedi.
Gelelim Yetkili Sendika maddesinin çalışanlara olan faydasına.
Arkadaşlar kanunda yer alan Yetkili Sendika maddesinin kamu çalışanlarına hiç bir olumlu katkısı yoktur, tam tersi çalışanları sendikalar üzerinden ayrıştırmak hatta kendi arasında çatıştırmak için kullanılacak şekilde kanuna yazılmıştır.
Hatırlarsanız 2012 öncesi toplu görüşme dönemlerinde Toplu Görüşme her yıl yapılırdı ve doğal olarak da Yetkili Sendika olarak masada oturan konfederasyonu belirlemek için üye sayımı yapılırdı. 2012 de TİS ve Sendikalar kanunu olarak adı değiştirildi. Sadece isim değişikliğine uğramadı her yıl yapılan görüşmeler Toplu Sözleşme adı altında 2 yılda bir yapılmaya başlandı.
Bu değişikliğe rağmen Yetkili Sendika olabilmek için yapılan sayımlara her yıl devam ediliyor.
TİS'in 2 yılda bir yapılmasına rağmen yetkili sendikanın belirlenmesi için üye sayımı her yıl neden yapılıyor? Bu sorunun cevabı çok basit.
Sendikalar arasında rekabeti canlı tutmak, kamu çalışanları arasında sendikalar üzerinden yapılan ayrışmanın sürekliliğini korumak.
Değerli arkadaşlar Toplu Sözleşme kanununda Yetkili Sendika maddesi örgütlenmenin ve demokratik şekilde temsil edilmenin önünde en önemli engeldir. Yıllardır sendikalar bu tuzağa düşmektedir. Yetkili Sendika olarak masaya oturmanın hiç bir manası ve faydası olmadığını bundan 8 sene evvel zamanın Türkiye Kamu Senin Genel Başkanı olan İsmail Koncuk söylemiştir. 2 yıl öncede Memur Senin Genel Başkanı Ali Yalçın da söylemiştir.
TİS masasında çalışanları temsil eden Yetkili Sendika ile İşvereni temsil eden kurul arasında ki görüşmeler anlaşmayla sonuçlanmadığı takdirde karar Merci Yüksek Hakem kuruludur.
Yüksek Hakem Kurulu 7 sinin Hükümet, 4 dünün Sendikalar tarafından atanmış kişilerden oluşur.
Bu kuruldan çalışanların lehine bir karar çıkar mı? Çıkmaz bunu bir önceki dönem Toplu Sözleşme döneminde gördük.
Memur Sen Genel Başkanı Toplu Sözleşmeye YHK ye gitti ve kamu çalışanları çok büyük kayıplarla sonuçlanan Yüksek Hakem Kurulu kararlarına uymak zorunda kaldı.
Öyle ki iş kollarındaki sendikaların mutabık kaldığı konular bile rafa kaldırıldı sadece oransal zamlarla toplu sözleşme tamamlandı sonuç olarak
Kamu çalışanları bu Toplu sözleşme sürecinin en büyük mağduru oldular.
Sonuç olarak Toplu İş Sözleşmesinde yazıldığı şekilde belirlenmiş Yetkili Sendika maddesinin çalışanlarına fayda getirecek bir yanı yoktur.
Yetkili Sendika hususuyla ilgili sizleri bilgilendirmekte fayda gördüm.
Arkadaşlar aynı kişilerden farklı bir şeyler beklemek beyhude zaman kaybıdır demiş Einstein.
İş kolumuzda görev yapan kamu çalışanlarının genel olarak sendika tercihleri ilkeler yönünde yapılmadığı gibi kimi zaman da hesaplaşma maksatlı rovanşist duygular içinde yapılıyor. Örneğin Airport haber portalında çıkan bir haber sonrası DHMİ de değişik unvanlarda görev yapan arkadaşların tepkilerini gösterme şekli gibi.
UÇMS ye kızanlar tepkisini kurumda 2. Sendika olarak gördükleri sendikaya yönelerek UÇMS ye yetkiyi kaybettirerek hesaplaşmak istiyorlar.
Bu yaklaşım doğru olmadığı gibi yaşanan sorunlara da olumlu yönde bir katkısı olmayacağı apaçık ortadadır.
DHMİ Genel Müdürlüğünde bir önceki dönem Yetkili Sendika olan ama ortaya koyduğu sendikal faaliyetlerden memnun kalınmadığı için yetkiyi kaybetmiş bir sendikayı tekrar Yetkili Sendika olarak sırf UÇMS' den intikam almak için ona yönelmek bizleri Einstein'ın sözündeki duruma düşürür.
Selamlar saygılar.
Cihad KORAY